Peloidoterapi yunanca pelos (çamur) ve therapy (tedavi) sözcüklerinden alınmıştır. 19. Yüzyıldan bu yana çamur tedavisi belneolojinin (su ve iklim bilimi) ana unsurlarından birini oluşturmaktadır. Oysa ki antik çağlardan beri şifalı çamurların banyo ve paketler şeklinde kullanıldığı bilinmektedir. Orta çağda kaplıcalarda termomineral su ve çamur kullanımı yaygındır. Bugün Romanya, Almanya, Bulgaristan, Baltık ülkelerinde, Çin, Rusya , Brezilya ve İsrail’de yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde ise İstanbul üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı öncülüğünde birçok merkezde uygulanmakta olup; tedavi sonuçları yüz güldürücüdür.

Peloidler (tıbbi çamur) jeolojik ve/veya biyolojik olaylar sonucu oluşan organik ve inorganik maddelerdir. Doğada ince tanecikli halde bulunabilecekleri gibi bazı ön hazırlık işlemleri ile kullanıma hazır hale de getirilebilir. Doğal minareli olabilecekleri gibi termomineral sularla karıştırılarak da özel peloidler hazırlanabilir. Termik özellikleri yönünden peloid tanecikten taneciğe, molekülden moleküle ısı iletimi şeklinde yalnızca kondüksüyonla olmasıdır. Peloidin ısı tutma kapasitesinin yüksek olması daha yavaş ısı kaybına neden olur. Böylece peloid suya göre daha geniş ısı toleransı sağlar. Doğrudan cilde temas eden peloid tabakası hızla ısı vererek cilt sıcaklığına eşitlenir. Peloid ısıyı ideal bir şekilde depolar ve vücud yüzeyine yavaş olarak verir. Aynı zamanda peloidin içerdiği zengin mineraller ( magnezyum, kalsiyum, sülfat, sodyum ve klorür ) ciltten emilerek olumlu etkiler sağlar. Isı derin bölgelere kadar ulaşır ve cildi saran peloidin sıcaklığı yavaş yavaş düşmeye başlar. Peloidler özellikle dejenaratif eklem hastalıkları (kireçlenme), yumuşak doku romatizması (fibromiyalji) , lomber diskopati (bel fıtığı) , servikal diskopati (boyun fıtığı), kronik bel ve boyun ağrısı, eklem ağrısı gibi hastalıkların tedavilerinde kullanılmaktadır. Yapılan yurtiçi ve yurtdışı bilimsel çalışmalarda peloidin; analjezik (ağrı kesici) , anti-inflamatuar( iltihap önleyici), kas gevşetici ve esneklik( elastikiyet) kazandırıcı ve dolaylı olarak da günlük yaşam aktivitelerinde de iyileşme sağladığı gösterilmiştir.

Geleneksel uygulamalar dışında fizik tedavi ve peloidoterapi ünitelerinde uzmanların değerlendirmesi sonrasında uygun olan hastalar 2-3 hafta, 10-15 seans, 40-46 °C sıcaklıkta bölgesel veya genel olarak uygulanmaktadır. Peloidler steril şartlarda kapalı ambalajlarda korunmakta olup, her hasta için ayrı hazırlanarak kullanılır. Özel olarak ısıtılan (46-48 °C ) sıcak peloid yaklaşık 1,5 -2 cm kalınlığında bir tabaka halinde bölgeye sürülür. Uygulama yapılan alanın üstü şeffaf geçirmezlik sağlayan bir malzeme ile kaplanarak karışımın sıcaklığı korunur ve üzeri havlu ile örtülür. Uygulama sonunda (20-30 dakika) sonra peloid tabakası alınır ve tekrar kullanılmamak üzere atılır. Yani tek kullanımlıktır. Tedavi bölgesi sıcak su ile ıslatılmış yumuşak bezle temizlenir. Hasta 10-15 dakika dinlendirilerek seans tamamlanır.

Sonuç olarak, günümüzde giderek artan hasta talebi, hasta tedavilerinde görünen olumlu sonuçlar ve hasta memnuniyeti peloidoterapi ünitelerinin giderek artacağı ve daha yaygın kullanılacağı öngörülmektedir